Geçenlerde bir arkadaşım aradı, Middlesbrough’da yerel yönetim için bir araştırma yapıyormuş. Araştırmanın konusu Kürtlerle Güney Asya kökenliler (Hindistan, Pakistan Bengladeş) arasındaki  gerilim. Son zamanlarda bu iki grup arasında gerilimler ortaya çıkmış. Kabaca ‘kız meselesi’ diyebileceğimiz bir durum. Kürtler Güney Asyalıların kızlarına asılmaya başlayınca Güney Asyalı erkekler ve aileler rahatsız olmuşlar ve gerilimler yaşanmış. Meselenin özünü anlamak için de bir araştırma ısmarlanmış.
İngiltere epeydir Avrupa’da en çok sığınmacı alan ülkelerden biri durumunda. Kürtler de malumunuz Avrupa’ya en çok sığınmacı veren halklardan biri. Burada Kürtler derken Türkiyeli, Iraklı, İranlı, Suriyeli hepsini kastediyorum. Tabii ortada Kürdistan diye resmen tanınan bir devlet olmadığından bu sığınmacıların ne kadarının Kürt olduğunu da kestirmek mümkün değil. Örneğin 2001 yılında yapılan son İngiliz nüfus sayımına göre sadece 50 bin kadar Türkiye doğumlu yaşıyor adada. Ancak sırf Kuzey Londra’da bile bundan daha çok Türkiyeli varmış gibi gelir insana. İngiltere’deki kebapçı sayısı belki bu sayıyı bulmuştur. Neredeyse her köyde her kasabada en az bir kaç tane döner kebap dükkanı var. 2011’de yeni sayım yapılacak belki orada daha yeni ve net rakamlar çıkar ortaya.
1980’lerden bu yana Türkiye’den yüzbinlerce Kürt yurtdışına göç etti, sığınmacı, mülteci, göçmen işçi ya da kaçak göçmen oldu. Bunların önemli bir kısmı İngiltere’ye geldi. Bunun yanında Irak’tan Saddam döneminde ve ABD işgali sırasında ve sonrasında yüzbinlercesi yerinden oldu. Zamanın gazetelerinde, 2003 işgali sonrası Irak’ta yapılan ilk seçimlerde oy kullanma hakkı olan 150 bin kadar Iraklı’nın İngiltere’de bulunduğu tahmin ediliyordu. Ülkedeki toplam Iraklı nüfusu tahminleri ise 400 bine kadar çıkıyordu.
Kürtler genel olarak ülkelerindeki savaş ve baskıdan kaçtıkları için ve çoğu zaman başka göç yolu da bulamadıkları için çoklukla sığınmacı ve kaçak göçmen olarak geldiler İngiltere’ye. Çoğu zaman ülkelerindeki tehditler erkeklere yöneliktir. Örneğin Saddam Hüseyin’in ordusunda savaşmak istemeyebilirsiniz ve tek çıkış yolu ülkeyi terketmektir. Başka bir ülkede de korucu olmak istemeyebilirsiniz ve göçersiniz. Çoğu zaman göç yolunuz da çok tehlikelidir. Manş tünelini geçip İngiltere’ye girmek isterken Eurostar treninin altında kalanları ya da İrlanda’da TIR’ın içinde havasız kalarak ölenleri duyduk, gördük.
Dolayısıyla ailenizle derli toplu göç etmeniz mümkün değildir. Middlesbrough’da yaşananlar da bunun doğal sonucu gibi görünüyor. Yani ortada Kürt erkekleri açısından bir arz fazlası söz konusu. Genel olarak benim gördüğüm Müslüman gruplar arasında bu kız meselesi konusunda söylenmemiş bir uzlaşma var gibi. Hani ‘sen bizim bacımızsın’ kıvamında bir durum. Yani öyle birbirinin kızlarına ‘asılma’ pek yoktur.
Bu dayanışma tavrı başka şehirlerde ve başka konularda da mevcut. Örneğin kredi kartımdan adımın İbrahim olduğunu gören Pakistan kökenli bir pizzacının “kardeşim bu helal değil sana başka pizza verelim” dediğini ve siparişimi değiştirdiğini hatırlarım.
Kürtler açısından dayanışmanın bir başka boyutu da anavatanlarında pek kolay ve mümkün olmayan bir buluşma imkânına kavuşmaları. Türkiyeli, Iraklı ve İranlı Kürtler arasında ciddi bir dayanışma söz konusu. Bu ortak newroz kutlamalarında da görülebilir birlikte iş yapma da da. Bu işbirlikleri aynı zamanda ortak kültür ve dilin gelişimine de hizmet ediyor.
Tuncaygillerin Middlesbrough’su kuzeydoğuda küçük ve yoksul bir liman kasabası ve eski endüstri merkezlerinden biri olarak da dişe dokunur bir Güney Asyalı nüfus barındırıyor. 1990’lardan bu yana da ülkenin her yeri gibi Middlesbrough’ya da çok sayıda göçmen yerleştirildi. Nüfusu 140 bin kadar olan bu bölgede bin, iki bin kadar Kürt yaşadığı tahmin ediliyor. Güney Asyalılar ise 10-15 dolayında. Bu araştırmanın sonuçları açıklandığında bu ‘Middlesbrough’da kız meselesi’ni daha iyi anlayacağım ve sizlerle de paylaşacağım.

* This article was first published in BirGun: http://www.birgun.net/haber-detay/middlesbrough-da-kiz-meselesi-12085.html
** İbrahim Sirkeci Londra Regent’s Üniversitesi’nde Ulusötesi Çalışmalar ve Pazarlama Profesörü olarak görev yapmaktadır.

By Ibrahim Sirkeci

Ibrahim Sirkeci is Professor at Regent's University London and writes a weekly column for BirGun daily newspaper.

Instagram
LinkedIn
LinkedIn
Share
YouTube
YouTube
RSS
Follow by Email
%d bloggers like this: